Anasayfa Aktiviteler
Kökeni insanoğlunun avcılık günlerine dayanan, oku bir yay aracılığıyla hedefe göndermeyi amaçlayan spor dalıdır. Okçuluk sporunda bir yandan keyifli vakit geçirirken adaptasyon ve motivasyonunuz da güçlenmeye başlar. Doğru nefes almak daha fazla oksijenin beyne ulaşmasını sağladığı için beynin de daha verimli çalışmasına sebep olur.
Drama, bir davranışı, olayı veya fikri yaşayarak, canlandırarak, oynayarak öğrenmelerini sağlayan bir süreçtir. Bütün duyu organları etkin bir şekilde kullanıldığı için çocuğun dikkat, algılama, dinleme, konuşma, bedenini de kullanarak anlatma ve yorumlama gibi iletişim becerileri gelişir. Böylece çocuk kendini ve sorunlarını ifade edebilmeyi ve yorumlamayı öğrenir.
Satranç, iki oyuncu arasında oynanan bir zekâ oyunudur. En büyük amacı insanlara analitik düşünmeyi öğretmesi ve problem çözümünü belirli tekniklerle sistematiğe dönüştürmesidir. Çocuklarınızın dikkat dağınıklığının toparlanmasına, güç ve yeteneklerini daha iyi tanımasına, bireysel güç ve yetenekleri açığa çıkarmaya ve bireysel doğru kararlar alabilmesine yardımcı olur.
Masa tenisi, iki veya dört oyuncunun birbirlerine topu ileri geri olarak attığı ortasında ağ olan masanın üstünde oynanan bir oyundur. Bireylere ani ve doğru karar vermeyi, refleks kabiliyetini arttırmayı, günlük yaşamlarında ihtiyaç duyabileceği ayrıntıları kazandırmaktadır.
Açık bir alandaki, büyükçe bir ekranda izleyiciye sinema keyfi sunan mekân, filmlerin ve yaz mevsiminin vazgeçilmezidir. Son derece keyifli ve nostaljik bir etkinliktir.
Harita yardımı ile yön bulmayı içeren, zamana karşı yapılan bir spor. Bu sporun temel özelliği, içerdiği mücadelenin hem fiziksel hem de zihinsel olmasıdır. İşin içinde harita okumak olduğunda çocuklar genellikle daha fazla antrenman yapmaya yönelirler. Gruplar halinde yapıldığı için beraber çalışmayı öğrenirler.
Karaoke’ de söylenecek şarkının sözlerinin geçtiği ekran, mikrofon, müzik gibi sözleri takip ederek şarkı söylemektir. Dünyanın en ünlü terapistleri, psikiyatristleri ve düşünürleri, müziğin gerekli ve önemli olduğu konusunda hemfikirdirler.
Zumba, Kolombiya’da ortaya çıkan eğlenceli dans türüdür. Latin esintili bir dans programı olup dünya çapında yaygın bir programdır. Canlı hareketleri hem moralinizi yükseltmenize hem de iyi bir koordinasyona sahip olmanızı sağlayacak.
Hip hop, dans ile ilgili herhangi bir eğitimi olmayan ama ritme yakın oldukları düşünülen kişilerin sokak dansı olarak gelişmiştir. Hip hop kültürü özgürlük ve kendini serbestçe ifade edilebilen dans türüdür.
Ufak okların elle atılarak saplanması suretiyle oynanan bir spor. Dünyada en yaygın oynanan türünde belirli bir skordan başlanarak geriye gidilir ve tam olarak sıfır puana ilk ulaşan taraf o eli kazanır.
Doğanın içinde, şehrin stresinden uzakta grup halinde yapılan en keyifli sporlardan biridir. Doğa yürüyüşünün insan sağlığına ve psikolojisine büyük faydaları vardır. Yeşillikler içinde yapılan yürüyüşler moral ve mutluluk kaynağı sağlar. Bireylerin hafıza ve öğrenme yetilerinin gelişmesine katkıda sağlar.
Bir Hint felsefesi olan yoga ruhu ve bedeni birtakım yöntemlerle eğiterek bu yolla bedene ve ruhsal yaşama egemen olmayı amaçlar. Kişilerin duruşlarında esnekliği ve verimliliği düzenli uygulamalarla geliştirir. Fiziksel olarak uygulansa da sağladığı faydalar zihinsel ve ruhsal etki gösterir.
Kişilerin algılarını, hafızalarını, bilişsel becerilerini geliştirmek veya güçlendirmek için kullanılmaktadır. Zekâ oyunlarıyla bireysel çalışmalar ve grup çalışmalarında kendi yeteneklerini ve potansiyellerini daha iyi tanıyacak, geliştirecek ve özgüvenlerini artıracaktır.
Müzik temposuna uyularak yapılan eğlencedir. Dans zihinsel gücü artırıyor ve kişiyi mutlu ediyor. Kasları çalıştıran, stresi azaltıp motivasyonu artıran dansın beyin için de önemli faydaları bulunuyor.
Öğrenciler uçurtmalarını kendileri tasarlayıp uçuruyorlar. Çocukların yaratıcılıklarını ortaya çıkaran bu aktivitede; istedikleri renkte, desende, şekilde uçurtma yapabilir ve uçurtmalarının gökyüzünde dalgalanmasını keyifle seyredebilirler.
Mavi ve yeşili kucaklayan doğasıyla kaydırak, havuz, rafting ve yunuslarla yüzme aktivitelerinin sunulduğu, Kuşadası körfezine karşı keyifli ve eğlenceli vakit geçirebileceğiniz su parkı.
Konak Meydanı'nda yer alan ve İzmir’in sembolü olan Saat Kulesi Osmanlı Padişahı Sultan 2.Abdülhamit’in tahta çıkışının 25.yılını kutlamak amacıyla 1901 yılında; İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa, Bahriye Mirlivası Said Paşa ve Belediye Reisi Eşref Paşa’dan oluşan komisyon tarafından yaptırılmıştır. Bu yapı 25 metre yüksekliğinde, dört katlı ve sekizgen planlıdır. Platformu beyaz mermerden ve diğer yapıları ise; kesme taştan yapılmıştır. Kolonlar Kuzey Afrika temasını taşır. Kulenin saati Alman İmparatoru 2. Wilhelm tarafından hediye edilmiştir. Saat Kulesi’nin dışı baklava dilimi kabartmaları yapılmış ve 4 tane 75 cm. çapında saat eklenmiştir.
İzmirli mimar, Raymond Charles Pere saat kulesi ile aynı tarihte inşa ettiği ve Sultan’ın 25. Yılını simgelemesi sebebi ile 25 musluklu olarak tasarladığı sekizgen havuz ve İzmir Sarı Kışla da günümüze ulaşamamıştır.
Kule 1974 yılında 5,2 şiddetinde olan depremde hasar almış ve kulenin saati depremin olduğu saat 02.04’te durmuştur. İki yıl içinde kule tekrar onarılmış ve saati günümüze kadar çalışır hale gelmiştir.
1937 yılında Türkiye’de ilk hayvanat bahçesi olarak Kültürpark içinde 18 dönümlük alana kurulmuştur.
30 Kasım 2008 yılında Çiğli Sasalı’daki 425 dönümlük alanda Türkiye’nin ilk Doğal Yaşam Parkına’na dönüştürülmüştür.
/İzmir Doğal Yaşam Parkı; Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği üyesidir.
İzmir Hayvanat Bahçesinden ve yurtdışından getirilen hayvanlar burada, kendi doğal ortamları gibi bir alanda kafes ve tel olmadan kendi doğal yaşam alanlarındaki gibi yaşamaktadırlar. 120 türde: 1500 hayvan yaşamaktadırlar. 3000 ağaç ve 250 bitki türü vardır.
Doğal Yaşam Parkı’nda ziyaretçilerin, hayvanları kendi doğal ortamlarında rahatça izleyebilmeleri için gezinti bantları, gözetleme kuleleri bulunuyor. Parkın giriş kısmında, içinde çok sayıda su kuşunun yaşayacağı 8.450 metrekare büyüklüğünde gölet yer alıyor.
Parkta, çocukların ata binebileceği manej, ahırlar ve kümes bölümlerinin bulunduğu oyun alanları bulunuyor.
Ziyaretçilerle hayvanların aralarında kafes, tel gibi yapay görsel ayıraçlar parkta bulunmuyor. Bu ayıraçların yerine, doğaya uygun bir şekilde su ve hendek gibi doğal engelleyiciler kullanılıyor.
Konak Belediyesi’nin butik müzecilik anlayışının ilk örneği olan İzmir Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi’nin temelleri 2004 yılında dünyaca ünlü seramik sanatçımız Ümran Baradan tarafından atılmıştır.
Sanatçı dünyanın çeşitli ülkelerinden edindiği oyuncaklar ve düzenlediği yarışmalarda derece kazanan yetenekli çocukların yaptığı eserler ile bir koleksiyon oluşturmuştur. 17 Ocak 2010 tarihinde ise Sunay Akın’ın konsept danışmanlığında, var olan koleksiyon zenginleştirilerek Konak Belediyesi tarafından devralınmıştır.
Key Museum, E. Özgörkey Grubu İcra Kurulu Başkanı Murat Özgörkey ile İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Selim Özgörkey’ in koleksiyonerlik ruhundan doğmuştur. 7.000 metrekare alana kurulu olan müzede, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanından 2001 yılından beri titizlikle bir araya getirilen parçalarla oluşmuş farklı koleksiyonlar sergileniyor.
Key Museum’da her bir parçanın orjinalliğini koruması ve eskisinden daha iyi olması idealiyle yola çıkılmıştır.
Fransız’lar tarafından inşa edilen yapıda; Efes’ten getirilen bloklar ve mermer mezar taşları kullanılmıştır. Yapının mimari tarzı konusunda Neo klasik tarzdan Neo Gotik tarza dair değişik görüşler olmakla birlikte Bizans mimarisinden esinlenen süslemeleri dikkat çekicidir.
30 Kasım 2008 yılında Çiğli Sasalı’daki 425 dönümlük alanda Türkiye’nin ilk Doğal Yaşam Parkına’na dönüştürülmüştür.
Günümüzde, Etnografya Müzesi duvarlarının taşları arasında İbranice yazılı mezar taşları dikkatli gözler tarafından seçilebilmektedir. Aynı zamanda Varyant’ın ve Kız Lisesi’nin duvarlarında da İbranice yazılı mezar taşlarına rastlanmaktadır.
İzmir'de etnografik eserler 29 Ekim 1978 tarihinden itibaren İzmir Atatürk ve Etnografya Müzesi'nin alt katında teşhir edilmekte idi. Daha sonra 1985-1987 yıllarında restore edilen eski Sağlık Müdürlüğü binası Etnografya Müzesi olarak hizmete sunulmuştur.
Teraslı bir zeminde yükselen binaya mermer merdivenlerle girilmektedir. Giriş kapısından başlayan kule tipi taş yapı oldukça görkemli bir görünüşe sahiptir. Binanın dört tarafında 1. ve 3. katta kemerli 2. katta kemersiz pencereler bulunmaktadır. Bu da binanın çok aydınlık olmasını sağlamaktadır.
İki yanı mermer sütunlu, üzerinde Bizans Dönemi’ni yansıtan süslemeler bulunan kapıdan girilen sahanlık bölümünden başlayıp helozonik olarak yükselen merdivenin mermerleri Efes’ten gelmiştir.
Birinci kattaki İzmir’in ilk Türk Eczanesi (İttihat Eczanesi) ve keçecilik, nalıncılık ve tenekecilik sanatlarının örnekleri ile İzmir’in meşhur şerbetçisi (Demirhindi) bu bölümden ziyaretçileri selamlamaktadır.
İkinci katta bulunan 19. yüzyıl gelin odası ahşap kaplı tavanı ile o yıllardaki doğal haliyle izleyenlerin hayranlığını topluyor. Bu bölüme girmeden soldaki bölümdeki vitrinde de farklı yörelere ait çeşitli bebekler sergilenmektedir.
Bu bölümün devamında; gelinlik vitrinleri, oturma odası sünnet odası, mutfak malzemeleri vardır. 2. bölümde, Ege Bölgesi gelin başları, kadın süs eşyaları, Osmanlı Dönemi sikkeleri, el yazması kitaplar ve yazı takımları ile devrin silah örnekleri, ok, yay, zırh, kama, tabanca vb. bulunmaktadır. Ayrıca halı tezgâhı ve çeşitli yörelerden halı örneklerinin sergilendiği iki bölüm de ziyaretçilerin oldukça ilgisini çekmektedir.
Ulu Önder Atatürk'ün ''Denizciliği Türkün büyük ülküsü yapmak'' şeklindeki direktiflerinden hareketle Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın kendine misyon olarak benimsediği denizciliği tanıtmak,sevdirmek ve yaygınlaştırmak amacı doğrultusunda açılan Ege,Pirireis ve Kasırga müze gemileri,Türk deniz tarihi ve kültürünün aşılanması,Türk Deniz Kuvvetlerinin teknik gelişiminin görsel ve yazımsal olarak yansıtılması,genç neslin denizciliği sevmesi,benimsemesi ve denizciliğe teşvik edilmesi gayesini taşımaktır.
Bu amaçla, Ege,Pirireis ve Kasırga müze gemilerimizde üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde denizlerimizin ve kıyılarımızın bekçileri olan Türk donanmasının yüzer ve dalar unsurlarındaki yaşam alanlarında hayatın nasıl idame edildiğini manken,maket,şilt ve pano gibi objelerle desteklenerek halkımıza donanmamızın savaş ve barış şartlarındaki faaliyetlerini yaşayarak öğrenme fıratı verilmektedir.
Ayrıca,çağdaş müzecilik anlayışı doğrultusunda müze gemilerimiz,Türk denizcilik tarihinin geçmişten günümüze intikal eden objeleri ve belgeleri üzerinde deniz tarihimizi aydınlatacak bilimsel araştırmalar yapılmasını ve yayımlanmasını,sahip olduğumuz askeri kültür varlıklarının gelecek nesillere aktarılmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
Müze binası, 1875-1880 yıllarında halı tüccarı Takfor tarafından ev olarak yaptırılmıştır. 9 Eylül 1922'de sahibi tarafından terk edilmiş ve hazinenin mülkiyetine geçirilmiştir. İzmir'e giren Türk ordusu burasını karargâh olarak kullanmıştır. 17 Şubat 1923'te İzmir İktisat Kongresi toplandığında Atatürk şahsi çalışmalarını burada yürütmüştür.
Kongre bitiminde karargah bu binadan taşınmış ve hazine binayı Naim Bey'e otel olarak kullanmak üzere kiralamıştır. 13 Ekim 1926'da bina İzmir Belediyesi tarafından satın alınmış ve bazı yeni eşyalar da konularak Atatürk'e hediye edilmiştir.
Atatürk 1930-1934 yılları arasında İzmir'e her gelişinde hep bu evde kalmıştır. 10 Kasım 1938'de Atatürk'ün vefatı üzerine, ev kız kardeşi Makbule Baysan'a veraset yoluyla intikal etmiştir. 25 Eylül 1940'ta İzmir Belediyesi binayı müzeyapmak üzere istimlak etmiş ve 11 Eylül 1941 tarihinde halka açmıştır. 5 Ekim 1962 tarihinden itibaren müze "Atatürk İl Halk Kütüphanesi ve İzmir Şehri Atatürk Müzesi" adını almıştır. 28 Aralık 1972'de binanın mülkiyeti İzmir Arkeoloji Müzesi'ne verilmiştir. Restore ve tanzim edilerek 29 Ekim1978'de törenle "Atatürk ve Etnografya Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Müzedeki etnografik eserler 13 Mayıs 1988'de açılan yeni Etnografya Müzesi'ne taşındıktan sonra müzenin adı "Atatürk Müzesi"olmuştur. Bina, Osmanlı ve Levanten mimarisi karışımından meydana gelen Neoklasik tarzda bir yapıdır. Bodrum, zemin, 1. kat ve çatı katından oluşanmüzede Atatürk’ün kullandığı eşyaları görmek mümkündür.
Fidan dikimi, dünyanın değişen ekolojik sisteminde çok önemli yere sahiptir. Yapılan ağaçlandırmalar erozyon ve çölleşmeye karşı büyük bir katkı sağlamaktadır. Amaç, çocuklarımızı çevre koruma konusunda bilinçlendirmek ve ortak çevre paylaşımındaki kültürel engelleri ortadan kaldırmak.
Sığacık’ta muhteşem koyların, denizin ve doğanın tadını çıkararak unutulmaz anlar yaşayacaksınız. 10.00-18:00 saatleri arasında 31 kişi kapasiteli, tekne ve yolcu güvenliği bakımından her türlü donanımı mevcut olan teknemizle; Taş Ada, Papaz Boğazı, Mağaralar, Baba Orhan, Çamur Banyosu, Harabeler, Kırmızı Topraklar ve Akvaryum koylarında muhteşem denizin tadını çıkarmak,unutulmaz anlar yaşamak isterseniz, güler yüzlü personelimizle, lezzetli menülerimiz ve ikramlarımızla sizleri misafir etmekten büyük mutluluk duyacağız.
EGEKAMP Hakkında Bilgi Alabilir Ya da Başvuru Yapabilirsiniz.